Halkı koyun haline getiren en önemli şey “avantalar”.
Ya yeşil kart, ya ara ara dağıtılan erzak, ya hasta bakım parası, ya parti vasıtasıyla yerleşilen iş, ya o ya bir başkası…
AKP zaten kamuya dağıtması gereken hazineyi, yani bizden topladığı vergileri, zaten halkın istihdam edileceği kadroları müthiş bir algı yönetimi ile halka iaşe veriyormuş gibi göstermeyi başardı.
Bizim avantacı halk da bunların yerine gelecek her kim olursa olsun bu avantanın gitme riski olduğunu düşündüğü için “istikrara” oy veriyor. Oy verilen istikrar işte bu avantanın sürmesindeki istikrardır.
Avantayı dağıtanların namaz kılıyor olması da sanki onların yaptıklarını Allah onaylıyormuş gibi bir başka yanlış algı yarattı halkta. Aslında halkın çoğunluğu böyle olmadığını biliyor bilmesine de işin bu şekilde sürmesi onların da vicdanını rahatlatıyor. Yarın öbür gün AKP gidince, bugün onların Fethullahçılar için söylediklerini yarın halk onlar için söyleyecek. Yani “Ne bilelim böyle olduklarını, alnı secdeye değen insanlardır diye güvendik.” diyecekler. Bunu diyebilecek olmanın suni ve yalancı rahatlığını yaşıyorlar. Sanki Allah onların içini bilemezmiş gibi.
Aynı Halk; CHP asgari ücretin artırılabileceğini söylemese iktidarın asgari ücreti artırmayacağını, iktidarın hatalı politikalarının etkisiyle büyüyen bir savaştan dolayı ülkemize gelmek zorunda kalan -şimdilik- 2.500.000 mültecinin onların çalışacağı işlerde çalıştırıldığı için kendisinin işsiz kaldığını, yandaş basının aptalca yalanlarının aksine ülkenin dışarıdan tam olarak traji-komik bir diktatörlük gibi göründüğünü, iaşe gibi dağıtılan paranın zaten kendisinin olduğunu, RTE’nin tek derdinin başkan olmak olduğunu ve bu yüzden her gün bu ülkenin gençlerini ölüme yolladığını anladığı gün ülke güzele doğru yürüyecek.
Atatürk ordusuna “Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum” dediğinde amaç saf ve katıksız bir şekilde bu ülkenin düşman eline geçmesini engellemekti. Bu tabansızların gençleri ölüme yollarken tek düşündükleri ise kendi dünyalık, lanet olası çıkarları.
Yazık kaybettiğimiz yıllara, kaybettiğimiz canlara…