Elalemin ülkesinde kriz yönetimi halkı bilinçlendirmek ve korumak için yapılır, Bizde ise sorumluluk makamındakilerin kendini koruması için yapılır. Bu sebeple bizdekine Kriz Yönetimi değil Keriz Yönetimi denmesi daha uygundur.

Her büyük, acı olaydan sonra olduğu gibi sektirmeden Klasik Keriz Yönetimine başladılar.

1- Hepsi Şehit…
Hadi ordan zerzevat. Ölümlere duyulan tepkiyi azaltmak için dine bidat sokmaktır bu. Bidatın ne olduğunu bilmiyorsan önce onu öğren sonra bana laf yetiştir.
Ölü onlar ölü. O ölünün anası-babası evlatsız, eşi dul, çocuğu yetim kaldı.
Dünyada yaşayacak günleri vardı onun ama paramparça oldu, acı çekti ve öldü.

2- Dış güçler Ülkemizi Bölmek İçin…
Lafım Keriz Yönetenlere: Ülkeni böyle acınacak hale sokma o zaman. Sen örneğin Almanya’yı bölmeyi aklının ucundan bile geçirebilir misin? Düşünmekle ilgili üstüste iki eylem sana ağır gelecek farkındayım ama sonra tekrar düşün; ülkenin bu halde olmasında benim hiç mi payım yok diye.

3- Türkiye’nin Dünyanın Süper Gücü Olmasını Engellemek İsteyenler…
Ülkede bombalar patlıyor, katliamlar aldı başını gidiyor adam çıkmış diyor ki “Bombaların patlamasının sebebi Türkiye’nin Dünyanın süper gücü olmasını engellemek istemeleridir”. Dünyada bombaların en çok nerede patladığını, katliamların en çok nerelerde olduğunu düşün. Senin hesaba göre Dünyanın en gelişmiş ülkeleri Suriye ve Irak olmalı o halde.
Te Allah’ım… Küreğin tersiyle ağzının ortasına…

4- Acil Kan Lazım…
Bu bile tezgah. Vallahi, Billahi, Tillahi tezgah. Kızılay’da veya hastanelerin kan bankalarında 60 yaralıya yetecek kan yok mu sanıyorsun?
Kan bu kan, günlük taze süt değil. Öyle hergün her yaralı için kan peşinde koşacak bir durum yok.
Bunu niye yapıyor peki: Sana birlik duygusu aşılamak istiyor. “Milletçe bir aradayız ve yaralılarımızı tedavi etmek için sana ihtiyacımız var” diyor. Subliminal mesaj denir buna. Seni yüceltiyor. Sen de -doğal olarak- koşa koşa kan vermeye gidiyorsun. Kendini egemenle bir arada hissediyorsun. Karşıtlarınız aynılaşıyor. Onun düşmanını düşman belleme eğilimin artıyor. Kendini iyi hissediyorsun ve bu olumlu psikolji olaya duyduğun tepkiyi azaltıyor. İnan bana böyle.
İhtiyaç olsa hepimiz kan veririz ama öyle 100-200 insan için acil kan lazım demelerine kanma.

5- Güvenlik Zaafiyeti Yok…
He tabi tabi. Zaten şu ülkede herhangi bir kurum, yediği bir haltın sorumluluğunu yüklense şaşarım. Bu aslında bizim insanımızın yetiştirilmesiyle alakalı. Çocuk kafasını duvara çarpar ve ağlar. Biz ne yaparız: Duvarı döveriz. Çocuğa daha dikkatli olmasını, yaptığı eylemlerden kendisinin sorumlu olduğunu söylemeyiz. Biz gideriz o duvarı döveriz. Bunun ne kadar büyük bir hata olduğunu Pedagoglara sorun söylesinler. İşte bu çocuklar büyüyünce de hiçbir sorumluluk almazlar. Hep suçu atacak bir duvar bulurlar.
Ayrıca adam koskoca Milli İstihbarat Teşkilatını cadı avı için kullanıyor. Acaba hangi sivilceli ergen Sayın Cumhurbaşkanına hakaret etti gibi çok önemli sorunlarımız var unutmayın. MİT böyle hayati meselelerle ilgilenirken nasıl bulsun canlı bombayı, teröristi vs.
Hem zaten sorumluluk bizi uyaran ABD’de. Gülmeyin. Gerçekten buna benzer şeyler okudum. ABD uyarıyor, diyor ki; Sizin ülkenizde bomba patlayacak. Bizimki çıkmış “ABD’nin uyarısının hemen ardından bombaların patlaması manidar” diyor. Lan sen ne tür bir geri zekalısın?
Bomba patlamayacaksa adam neden uyarsın? Kendi patlatacaksa seni neden uyarsın? Hem patlama olacağını bildiği halde uyarmayacak değil ya. Herkesi kendin gibi mi sandın?

6- Emniyet Teşkilatımız Olayın Faillerini En Kısa Zamanda…
Yav olan olmuş. ölen ölmüş neyin bulması artık. Senin Emniyet Teşkilatının, İç İşlerinin başındakiler daha bu ükeye bir Özel Müdahale Timi bile kurmayı akıl edememiş. ABD’de SWAT var. Her tür önemli şiddet olayına onlar müdahale eder. Sen ise IŞİD’in eğitimli, ölmeye gelmiş katilinin karşısına atanamayan zavallı öğretmenlerden oluşan polisleri çıkarıyorsun.
Özel Harekatçıları da gözünde büyütme. Onlar sadece “Cengaver” polisler. Bu tür olaylara müdahale edecek bir TİM yok bu ülkede. Ne acı!

7- Yayın Yasağı…
Bu da yeni icat. Olay yerinden parçalanmış organ fotoğrafları servis edilmesin tabi ama senin olaya dair haber alma özgürlüğün de kısıtlanmasın, kısıtlanmamalı. Gözden ırak olan gönülden de ırak olur sözünü düşün işin bu kısmında. Bir de “var olmak algılanmaktır” der düşünürler. Sen bu olayı algıladıkça o olay senin için vardır. Olayı senin algı çerçevenin dışına çıkarmak istiyolar. Buna müsaade etme.

8- İnterneti Yavaşlatma…
Bak gene yavaşladı sosyal medyaların internet akış hızı. Bu sana küfürdür aslında. Haberdar olma diyorlar sana. Neyine gerek, sen ne anlarsın bu işlerden. Hem küçücük bir beynin var, hemen karışıverir diyorlar.

Bir olayı daha biz kerizleri iyi yöneterek atlatacaklar. Bunu fark et. Lütfen…