MEDENİYET VE TÜRKİYE

İnsanoğlu ortaya çıktığında kaos da ortaya çıktı. Kuralsızlık ve başıbozukluk sürekli mağduriyetler yarattı. Bu sebeple insanlığın bir medeniyet kurabilmesi için belli temel değerler (Temel insan hakları gibi) ve bu değerleri korumak için de ortak kurumlar (BM gibi) üretilmeye başlandı. İşte bu sebeple İnsan Medeniyetinin serüveni ortak kavramlar, ortak değerler ve ortak kurumlar üretmek üstüne kuruludur denebilir.

Örneğin herkes hukukun evrensel değerlerini kabul ettiği için bir başkasını hukuksuzlukla suçlayabilir yahut hukuka uygun faaliyetleri övebilirsiniz.

Herkes temel insan haklarını kabul edip buna saygı duyduğu için bir ülkeyi, grubu, örgütü veya kişiyi bunu ihlal etmekle suçlayabilirsiniz. Ya da ancak bu sayede insani gelişmişlik endeksleri üretebilirsiniz.

Ortak değer ve kavramlar özetle; insanlığın, medeniyetin ortak dilidir.

İnsanlığın bu ortak değerleri Hristiyan icadı falan da değildir. Tüm insanlığın üzerine ortaklaştığı, insan ırkının akıl ve ruh süzgecinden geçerek şekil verilmiş kriterlerdir. Örneğin Birleşmiş Milletler Örgütü (BM) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini 1948’de yayınlamış ve bunu kabul eden her ülke bu Beyannamedeki temel insan haklarına saygı duymayı kabul etmiştir. Türkiye de 1949 yılında bu beyannameyi kabul etmiştir.

Bu ortak değerleri kafanıza göre değiştiremezsiniz yahut belli durumlarda tamamıyla ortadan kaldırıyorum diyemezsiniz. Mesela bir ülkenin nasıl savaşacağı bile bu ortak akıl tarafından kriterlere bağlanmıştır. Örneğin savaşta hastanelere saldırılmaz, sivillere saldırılmaz gibi. Bunlara aykırı hareket ederseniz savaş suçu işlemiş olursunuz ve yine insanlığın ortak kurumları (BM gibi) tarafından yaptırıma uğrarsınız.

İşte aynı bu sebeple de bu değerleri kabul etmeyenleri gönül rahatlığıyla medenileşmemiş olmakla yaftalayabilirsiniz.

IŞİD gibi terör örgütleri başka şeylerin yanı sıra insan haklarını, savaş hukukunu vs tanımadıkları, bunları sürekli ihlal ettikleri için barbarlıkla yaftalanır mesela.

Dolayısıyla efendim Atatürk’ün hep ifade ettiği “Muasır Medeniyet Seviyesi” sizin insanlığın ortak değerlerine ne ölçüde saygı duyup ona ne ölçüde sahip çıktığınızla ilintilidir.  Medeniyetin ölçüsü işte tam olarak budur.

Türkiye şu anda muasır medeniyetten hızla uzaklaşmaktadır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini, Hukukun Temel ve Evrensel İlkelerini, Basın Özgürlüğüne ilişkin temel kaideleri ve burada sayamayacağım kadar çok evrensel ilkeyi bile isteye çiğnemektedir.

Dolayısıyla insanlıkla ortak bir dil konuşmaktan hızla uzaklaşmaktayız. Medeniyetin kıyılarına savrulmaktayız.

Çünkü bizim yöneticilerimiz esasen bu ortak değerlere inanmıyorlar. Çok iyi yaptıkları, ustalarından sürekli öğrendikleri gibi takiyye yapıyorlar. Aslında iş takiyyeden bile çıkmak üzere. Artık kendilerini açıkça ortaya koymalarına ramak kaldı.

Onların referansları çok başka çünkü. Referansları tam olarak din de değil aslında. Şu anda ülkemizdeki tüm değerlerin tek referansı 1.000 odalı saray. Oranın yani tek bir kişinin değerleri tüm ülkenin değerleri haline geldi.

Koca ülkeyi hiç ölmeyecekmiş gibi, sanki bir fani değil de ölümsüzmüş gibi, sanki seçimle gelen bir siyasetçi değil de padişahmış gibi tek bir kişinin değer yargılarına kanalize ettik. Tüm insanlığın ortak değerlerini kaldırdık yerine Recep Tayyip Erdoğan’ı koyduk.

Aferin bize…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s