Özetle durum şu: Güney Kore Cumhurbaşkanının yolsuzluk yaptığı iddia edilmiş. Bu iddia üzerine Parlamento Cumhurbaşkanının yargılanması için izin vermiş. Sonrasında Güney Kore Anayasa Mahkemesi yargılama yapmış ve Cumhurbaşkanının yolsuzluk yaptığına karar verip onu azletmiş.

Eğer referandumdan Evet çıkarsa ve gün gelip bizde de yolsuzluk yapan biri Cumhurbaşkanı seçilirse biz o Cumhurbaşkanına ne yapabileceğiz biliyor musunuz: HİÇBİR ŞEY!

O Cumhurbaşkanı halkın parasını gözümüzün içine baka baka çalmaya devam edecek.

E sen partili Cumhurbaşkanı seçersen, ülkedeki tüm bürokratları seçme ve atama yetkisini ona verirsen, Yüce Divana sevki neredeyse imkansız kılarsan, yargılanacağı mahkemenin 15 üyesinin 12 sini direk olarak onun seçmesini kabul edersen ne olacağını sanıyorsun!

Farkında mısınız güçler ayrılığı dediğimiz şeyin ne kadar önemli olduğuna dair Dünya sürekli olarak bize mesaj veriyor.

Bir kasabada kıyamet gibi bir sel olmuş. Herkes kasabayı boşaltmaya başlamış ama bizim imam efendi “Allah beni kurtarır” diyerek ahaliyle birlikte gitmemiş. Komşuları onu da kendileriyle kaçmaya ikna etmek istediyse de o gitmemiş ve evinde beklemeye devam etmiş.

Sel iyice çoğalıp evin alt katını basınca imam üst kata kaçmış.

Bu sırada kurtarma ekipleri botla imamın evine gelip ikinci kat balkonundan onu almak istemişler. Bizim imam onlarla da gitmemiş “Allah beni kurtarır. Siz gidin” deyip onları göndermiş.

Sel üst kata ulaşınca bu kez çatıya kaçmış imam. Kurtarma ekipleri bu kez helikopterle gelmişler ve onu çatıdan almaya çalışmışlar ama imam onlara da “Ben Allah’ın sevdiği kuluyum. O beni kurtarır. Siz gidin.” diyerek onları da göndermiş.

Sonunda sel çatıya ulaşmış ve imam boğularak ölmüş.

Öbür tarafta İmam efendi Allah’ın huzuruna çıkmış. Sitem etmiş Yaradana. “Allah’ım ben ömrümü senin yolunda harcadım. Kimseye kötülük yapmadım. Sen neden beni o selden kurtarmadın?” demiş.

Allah buyurmuş:

– A salak evladım. Ben seni kurtarmak istedim tabi ki. Sana önce komşularını gönderdim kaçman için ama onlarla gitmedin. Sonra sana bot gönderdim ama bota da binmedin. Ardından helikopter gönderdim canını kurtar diye ama helikoptere de binmedin. Ben daha ne yapsaydım!”

İmam ancak o zaman Allah’ın aslında onu gerçekten kurtarmak istediğini ama kendisinin bunu anlamadığını algılayabilmiş.

Allah bize önce Azerbaycan Cumhurbaşkanının karısını yardımcısı yaptığını gösterdi. Şimdi de bu olayı gösteriyor. Gösteriyor ki başımıza neler gelebileceğini görelim.

İhtimaldir ki referandumdan önce başka örnekler de göreceğiz. Allah Hayırlısı neyse o istikamete bizi yönlendiriyor. Bu örneklere rağmen “Allah Hayırlısı neyse onu versin” dersek, Allah’ın zaten Hayırlı istikameti gösterdiğini anlamazsak öbür tarafta fırçayı yeriz bizim imam efendi gibi. Demedi demeyin.