Biri aşırı sağ oylar artmasın diye aşırı sağ numarası yapıyor, öbürü demokrat oylar artmasın diye demokrat numarası yapıyor.

Hukukta buna “Muvazaa” denir.

Hukuk sözlüğünde tanım şöyle;

Hukukta muvazaa, bir hukuki ilişkinin taraflarının, üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, gerçek iradelerine uymayan ve kendi aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak konusunda yaptıkları gizli anlaşma.

Hani “Danışıklı Dövüş” denir ya tam olarak o işte.

Dövüşüyorlar dövüşmesine ama aslında ne AKP’nin derdi demokratlık ne öbürünün derdi milliyetçilik.

Sahnede bir Amerikan Güreşi şovu sergileniyor. Birbirlerine vuruyorlarmış gibi görünüyorlar ama aslında ikisinin de canı yanmıyor. Hatta utanmasalar her ikisi de dövüşürken gülecek. Rol kesen iki aktör gibi kameralara bakıp “Çok ciddiymişim gibi çek panpa” diyorlar. Her ikisi de maşa kullanıyor zaten. Biri atlı, köpekli polisini salmış sokağa öbürü bu olaylar Avrupa’da yabancı düşmanlığını körüklediğinde sıkıntı yaşayacak olmasını aslında hiç de umursamadığı vatandaşını.

Peki amaçları ne?

Bu noktada tanımdaki can alıcı yeri atlamayalım: “üçüncü kişileri aldatmak amacıyla…”

O üçüncü kişi denen biziz. Anladınız di mi? Yani oy verecek olanlar.

Her ikisinin amacı da kendi seçmen kitlesini kandırmak kısacası. Biri çok milliyetçi olduğu yalanına diğeri çok mağdur olduğu yalanına inanmamızı istiyor. Burada kesin olan tek şey ikisinin de YALANCI olduğu.

Buna da POLİTİKA diyoruz işte.

Tüm Dünyanın, Dünyadaki tüm halkların kesinlikle en büyük problemi olan şeydir POLİTİKA.

Çıkarmamız gereken ders ne peki: Politikacılara asla güven olmayacağı.

Herhangi bir karar verirken olayların arkasındaki gerçeği görmeye çalışalım. Politikacıların bize gösterdiğine kanmayalım.

Hepimizin ortak amacı politikacılara ihtiyaç olmayan bir düzen kurmak olsun.